13 Mayıs 2010 Perşembe

Çocuklara Yabancı Dil Öğretiminin Faydaları

Çocuğun erken yaşlarda yabancı dil öğrenme gerekliliğini temellendirecek bir çok neden vardır. Bunların başında; yabancı dil öğrenme olgusunun çocuk üzerinde düşüngüsel gelişim olarak olumlu sonuçlar vermesi ve çocuğun zihinsel gelişimini düzenlemesidir. Erken yaşta yabancı dil öğretimi çocukta düşünmeye yönelik kıvraklık ve esnekliği, dinleme yetisini ve hassasiyetini geliştirir. Aynı zamanda anadilinde anlama kabiliyetini geliştirir. Çocuğa, insanlarla daha kolay iletişim kurma olanağı sağlar. Yabancı dil olgusu, çocuğun zihnini diğer kültürlere açar ve çocuğa diğer ülkelerdeki insanları anlama ve değerlendirmede yardımcı olur. Avrupa’da “Berlitz” dil öğretim programının çocuklar için uyarlanmış izlencesine göre, çocuğa gelecekteki eğitim ve öğretimi için oldukça geniş dilsel öngörü kazandırır ve çocuğun gelecekteki kariyer olasılıklarında yelpazeyi genişletir (Berlitz:2003).
Yaşamımızı kolaylaştıracak ve oldukça geniş ufuklar sağlayacak onca sebep varken neden yabancı dil öğrenmeyelim? Kuşkusuz ki günümüz dünya koşullarında bunu istemeyecek kişi çok azdır. Ancak sadece istemek de yeterli değildir. Ortak kültürleri paylaşan ve yapı olarak aynı dil grupları içinde yer alan ülkelerin insanları için bu olgu Türkiye’deki insanlara göre daha kolaydır. Ülkemizdeki eğitim sistemini değerlendirirsek, yabancı dil öğretiminin de bu sistem içinde aynı çarpıklıkta ve yetersizlikte olduğunu görürüz. Bugün Türkiye’de sayılı özel ve yabancı kolejler dışında hiçbir ilk ve orta öğretim kurumunda yeterli ve etkin bir yabancı dil öğretimi sağlanamamaktadır. Bu konuya ilişkin hepimizin bildiği bir çok neden vardır elbette. Buna karşılık son yıllarda ilköğretimin kesintisiz sekiz yıla çıkarılması çerçevesinde dördüncü sınıftan başlayarak çocuklara yabancı dil dersi uygulamasına geçilmiştir. Artık yabancı dil dersleri daha alt sınıflara indirgenmiş ve daha erken yaşta çocukların yabancı dil ile tanışması sağlanmaya çalışılmıştır. Biz de bu çalışmada yabancı dil öğretimi derslerini küçük yaşlara nasıl ulaştırabiliriz, bunun yöntem ve tekniklerini irdelemeye çalışalım. Rachel Cohen, “L’Ecole Active Bilingue” de yöneticiliği esnasında muhatap olduğu yabancı ailelerin çocuklarının ne kadar küçük yaşta mükemmelliğe yakın yabancı dil konuştuklarını gözlemiştir. 3 yaşından küçük çocukların üç ay gibi kısa bir sürede kusursuz bir vurguyla Fransızca konuştuklarını belirtmektedir. Elbette bu durum iki dillilik ve çok dillilik konusuna girmektedir. Çünkü ancak farklı anadiline sahip anne babası olan ve herhangi bir sebepten dolayı o yabancı ülkede büyüyen yada farklı yabancı dil
bilen anne babaların çocukları için geçerlidir bu durum. Yani dili tamamen doğal ortamda ve ya ana dilini edindiği süreçlerin aynısını içeren ortamlarda öğrenmek söz konusudur. Cohen, 7 yaşından sonra çocukların yavaşladığını, vurguları kullanmakta zorlandıkları, 11 yaşındakilerin yıl sonunda hala aksanların yerleşmemiş olduğunu ve dil öğretiminde zorladıklarını bildirmektedir. Bu da demektir ki; “çocuk küçük yaşta (yani okul öncesi yaşta) zihinsel esnekliğinden ve duyuşsal organlarının uyarlanabilirliğinden dolayı daha doğal ve kolay öğrenmektedir” (Cohen: 1977).
“Erken yaşlarda çocuklara yabancı dil öğretimi” adlı makalesinde Bikçentayev, yabancı dil öğretiminde şarkıların şiirlerden daha faydalı ve akılda kalıcı olduğunu belirtmiştir. Yabancı dil öğretim yöntemleriyle uğraşan bilim adamları yaptıkları çalışmada, dil öğretimi esnasında kullanılan metinler üzerinde akılda kalıcı belirgin anahtar kelimeleri tespit etmişlerdir. Bu anahtar kelimeler incelendiğinde çocuk şiirlerine, şarkılarına, ninnilerine kaynak teşkil eden kelimeler olduğu görülmüştür. “Çocukluk; oyun, masal, şarkı, hikaye, şiir, eğlence değil midir?” (Bikçentayev:2002). Mizahlı ve komik öğeler de çocukların yabancı dilleri benimsemesini kolaylaştırır (O’Neil: 1993).

Alıntı :Arş.Gör., D.Ü.Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Diyarbakır,